Kadınlardan çok şey beklendiği bir gerçektir. Bütün bu beklentiler karşısında kadınların gerçekçi hedeflerinin olması çok önemli. Bir kadın çalışırken anne olabilir, yemek yapabilir, ev işlerini de yapabilir ama bu konularda mükemmeliyetçi olmamak gerekir. Her işe yetişebileceğiniz kadar yetişmeli, olduğu kadarıyla yetinmeyi öğrenmelisiniz.
Her kadının ‘önce ben’ demesi, başka birine zarar vermediği oranda kendini düşünmesi gerekir. Bir kadın iyi olmazsa, kimseye de bir faydası olmaz. Önce ben demek bencillik anlamına gelmiyor. Önce ben demek kendine vakit ayırmayı, iyi bakmayı, kendiliği beslemeyi sağlar. Kendilerinden önce başkalarını düşünen, başkalarının çıkarlarını gözeten kadınlar mutsuz olmaya mahkum olur. Unutmayın siz iyi olmazsanız, çevrenizdekiler de iyi olmaz.
Kültürümüzdeki kalıplaşmış cinsiyet rollerinin beslediği yüksek beklentiler karşısında kadınların bazıları kendilerini bütün bu beklentileri karşılamak zorunda hisseder. Bu kadınlar kendilerinden önce eşlerinin önceliklerini, rahatını gözetir. Bütün bu sorumluluklara tek başına yetişmek çok zor olduğu için de bu kadınlarda zamanla yetersizlik, değersizlik ve suçluluk hisleri görülebilir. Yetişemediğiniz işler için suçluluk hissine kapılmayın, her şey tam olmaz.
Stres ve üzüntünün pek çok hastalığa davet çıkardığını artık hepimiz biliyoruz. Hal böyleyken daha çok gülümsemenin fiziksel olarak pozitif etkilerinin olmaması imkansızdır. Rahatlamış, mutlu bir beden bağışıklık sistemini güçlendirirken, cildin güzelleşmesini ve hatta tansiyonun bile dengelenmesini sağlar. Güler yüzlü olmak kendine güvenin işaretidir. Kendisiyle ve çevresiyle barışık kişiler daha çok gülümserler. Daha özgür, daha gerçek, daha mutludurlar. Üstelik antidepresana ihtiyaç duymazlar. Unutma; gülümsemek bulaşıcıdır, etkileri çevrene yayılır, her yerde bulunur ve kullandıkça çoğalır. Hem de bedava J
Her kadın önce anne değil, önce kadın olmalıdır.
Toplumumuzda annelik kutsal iken kadınlık ikinci plana atılmaktadır. Anne olan kadınlar kadın olduklarını unutmaktadır. Kadın olduğunu unutanlar sonra mutluluklarını da unutmaktadır. Mutluluk gittiğinde birliktelikler evlilikler de bitmektedir. Bir kadın önce mutlu olmalıdır. Kendisini biricik ve özel hissetmelidir. Böyle hissederse yüzü güler, ruhu canlanır kadının. Mutlu kadın, yüzü gülen kadın güzeldir. Bir kadının asıl güzelliği, onun mutluluğundadır. İstediğiniz kadar dolgu ve estetik işlemler uygulayın bir kadın mutlu değilse gözlerinin içi gülmüyorsa güzelliğini dışarı yansıtamaz. Yaptığınız her şey çöpe gider.